PROSTAT KANSERİ OLMAYI NASIL ENGELLERİM?
Herhangi bir yiyecek prostat kanseri riskimi azaltabilir mi?
Son söyleyeceğimi ilk şöyleyim. Belirli bir yiyeceğin tek başına prostat kanserini önlediğine dair güçlü bir kanıt yok. Bunun yerine, diğer sağlık sorunlarını önlemek ve sağlıklı bir kiloda kalmaya yardımcı olmak için bol miktarda meyve ve sebze ve çok çeşitli diğer sağlıklı yiyecekler içeren dengeli bir diyet seçmek iyi bir fikirdir. Ama bununla beraber, kanser oluşumu önlemede olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış gıdalardan tüketmek mantıklıdır. Ben de kendi adıma böyle yapıyorum. Zaten, aşağıda sıraladığım yiyeceklerin kansere karşı etkili olmaları dışında ortak özellikleri sağlıklı yaşam için de katkıda bulunmaları!
Pişmiş domates: Tüm sayacağım yiyecekler içinde prostat kanserini en güçlü olarak önlediği bilinen gıda pişmiş domatestir. Pişmemiş domateste de bulunan ve kansere karşı koruyucu olan likopen adlı madde, domates piştiğinde çok daha yüksek seviyelere çıkarak koruyuculuk derecesi artmaktadır. Likopen çok kuvvetli bir antioksidandır ve pişmiş domatesteki likopenin emilimi ve prostata ulaşımı daha kolay olabilmektedir. Domates sadece taze değil, kurutulmuş olarak, püre veya salça olarak da tüketildiğinde de çok etkili. Bizim gibi domates zengini bir ülkede yazın taze olarak, kışın da salça ve sos olarak tüketmek mantıklı olacaktır.
Balık: Yağlı balıklar omega-3 yağ asitleri açısından zengindir. Bu iyi
yağlar da vücutta inflamasyon adı verilen yangının azalmasına sebep olur. Tartışmalı olsa da, teorik olarak prostatta gelişen inflamasyonun artması veya uzun sürmesi de prostat kanserine yol açma riski taşıyabilir. Amerika’da 4577 erkek üzerinde yapılan ve 24 sene izleme süresi olan prostat kanseri taramasında hayvansal yağ yerine bitkisel yağ tüketenlerin kanserden ölüm riskinin azaldığını tespit edimiştir.
Orman meyveleri: Artan oksidatif hasar vücutta serbest oksijen radikallerin artmasına neden olur. Bunlar metabolizmanın ürettiği toksik yan ürünleridir. Kontrol altına alınamadığında vücuda zarar verirler. Orman meyvelerinde yüksek oranda bulunan antioksidanlar bu serbest radikalleri nötralize ederek zararsız hale getirirler. Bu meyvelere çilek, böğürtlen, yaban mersini ve ahududuyu sayabiliriz.
Brokoli: Bir çoğunuzun brokoliyi sevmediğini biliyorum ama kanserden çok bağışıklık sistemine iyi geldiğini biliyor muydunuz? Brokoli sülforafan denilen bir fitokimyasal içerir. Bu madde bağışıklığımızı güçlendirirken kanser hücrelerinin oluşumunu yavaşlatır. Brokoli ve aynı bitki ailesinde olan lahana, karalahana, brüksel lahanası ve karnabahar da yine aynı etki için tüketebilir. Prostat kanserine karşı koruyuculuğu çok tartışmalı olmasına rağmen seven hastalarıma diğer olumlu etkileri sebebi ile öneririm.
Yeşil Çay: Özellikle uzak doğudan yapılan çalışmalarda çok çalışılmış fakat günde en az 5 bardak içmek gerektiği için pratikte bizim gibi kırmızı çay içen ülkelerdeki erkeklerde prostat için faydası olması zor görünüyor. Yeşil çay yaprakları çok güçlü bir antioksidan olarak bilinen kateşin maddesinden zengindir. Bu madde anti kanserojen etkisi olduğu gibi hücrelerin mutasyona uğramalarını da engellemeye destek olur.
Riskimi azaltmak için takviye alabilir miyim?
Bazı insanlar kanser riskini azaltmaya çalışmak için takviye alır, ancak araştırmalar bunun işe yaramadığını göstermekte. Hatta bazı takviyeler zararlı bile olabilir. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm vitaminleri, mineralleri ve diğer besinleri almanın en iyi yolu, bol miktarda meyve ve sebze içeren sağlıklı ve dengeli bir diyet yemektir. Herhangi bir takviye almadan önce doktorunuzla konuşun ve yukarıda önerdiğim yaşam tarzı önerilerine ve gıdalara ağırlık verin!
Kötü alışkanlıklardan kurtulun!
Sigara içmek kalp hastalığı, felç ve bazı kanserler gibi sağlık sorunları riskini artırır. Çoğu araştırma, sigaranın muhtemelen prostat kanserine yakalanma riskinizi artırmadığını göstermektedir. Ancak sigara içiyorsanız, büyüyüp vücudun diğer bölgelerine yayılma olasılığı daha yüksek olan agresif bir prostat kanserine yakalanma olasılığınız daha yüksek olabilir ve bu nedenle prostat kanserinden ölme olasılığınız daha yüksek olabilir. Sigarayı bırakırsanız, riskiniz düşmeye başlamalıdır ve 10 yıl sonra bu hiç sigara içmemiş erkekler için olduğu kadar düşük olabilir.
Alkol içmek bazı kanser türlerine yakalanma riskini artırır. Prostat kanseri riskini artırıp artırmadığını bilmiyoruz ama illa alkol içecekseniz de aldığınız alkol miktarını sınırlamanızı öneririm. Bu sınır, bilimsel çalışmalarda haftada yaklaşık altı küçük bardak (175ml) şarap olarak söylenmekte. Bu sınırı hafta boyunca uygulaya çalışın ve alkolsüz detoks yaptığınız günler geçirmeyi ihmal etmeyin.
Hangi yiyecekleri fazla tüketmek prostat kanserine sebep olabilir?
Gerçekte herhangi bir yiyeceğin prostat kanseri riskini artırıp artırmadığını kesin olarak bilmiyoruz. Temelde tek başına bir yiyecek kanser riskini artırmaz. Bununla beraber o yiyecek sizin sağlınızı tehdit eden metabolizma problemleri (kolesterol yüksekliği, insülin direnci vb) yaparsa kansere sebep olabilir.
Net kanıtlar olmamakla beraber, aşırı miktarda tüketilince bazı yiyeceklerin prostat kanseri riskinizi az da olsa artırabilme ihtimali bildirilmiştir. Süt, yoğurt ve peynir gibi çok sayıda süt ürününü aşırı miktarda yemek veya içmek prostat kanseri riskini artırabildiği şüphesi bildirilmiş ve muhtemel sebebin içlerindeki kalsiyum olabileceği tespit edilmiş. Mümkün olduğunda daha az yağlı ve daha az şekerli seçenekleri seçmek faydalı olabilir. Dışarıdan alınan kalsiyum takviyesi de prostat kanseri riskini artırabilir doktorunuza danışmanızı öneririm. Fazla miktarda kırmızı et yemek, bazı kanser türlerine yakalanma riskinizi artırabilir. Dünya Kanser Araştırma Fonu, haftada 500 gr’dan fazla pişmiş kırmızı et (çiğ olarak 700 – 750 gr) ve işlenmiş etten kaçınılmasını tavsiye ediyor. Orta pişmiş rosto dana porsiyonu genellikle yaklaşık 90 gr ve orta pişmiş biftek 145 gr’dır.
Özellikle memleketi Adana, Gaziantep ve Şanlıurfa gibi çok et tüketilen olan hastalarıma da anlattığım gibi fazla kırmızı et kanser riski ve genel sağlık açısından özellikle 45 yaşından sonra risk yaratıyor.
Hareket et rahat et! Her gün düzenli yürüyüş hayat kurtarır!
Egzersiz bir çok hastalıktan koruduğu gibi kansere yakalanma riskini de azaltır. Yapılan çalışmalar sonucunda düzenli egzersiz yapanlarda bir çok kansere olduğu gibi prostat kanserine yakalanma riskini de azaltıyor. Kanser riskini azaltmanın yanı sıra, eksersiz kalça bölgesi kaslarını (pelvik tabanı kaslarını) güçlendirir. Pelvik taban kasları, leğen kemiği olarak da bilinen pelvis kemiğinin tabanında yer alan işeme, dışkılama ve cinsel fonksiyonlarda önemli görevleri bulunan kas grubuna verilen isimdir.
Kürek sporu ve erkeklik
2 yıl kadar önce, kürek milli takım eski çalıştırıcısı Murat hocamız bana, tam da benim yıllardır yapmak istediğim bir çalışma önerisi ile geldi. Prostat kanser tedavisi almış ve ameliyat olmuş hastalarda kürek sporunun erkeklik ve idrar fonksiyonlarına etkilerini araştırmak istiyordu ki bu çok mantıklı vbir tezdi. Hemen kabul ettim ve tedavisi bitmiş ve ameliyat ettiğim ve kanserden kurtardığım hastalarımdan kabul edenleri çalışmaya dahil ettik.
Çalışmamızda rekreatif kürek egzersizi programı 20 hafta süreyle uygulandı. Egzersizler haftada 3 gün, ortalama 60 dk. yapıldı. Egzersize kürek tekniğinin öğretilmesi ve (anatomik adaptasyon) uyum çalışması ile başlandı. Karada kürek uyarlanmalarında yapılan egzersizler her çalışmada farklı süre yoğunlukta (kısa, orta, uzun süreli dayanıklılık, kuvvette devamlılık, sürat çalışmaları) yapıldı. Antrenman nabzı maksimum %50-80 aralığında tutuldu. Egzersiz programı katılımcının yaşı, fiziksel aktivite düzeyi göz önünde bulundurularak kişiye özgü yapıldı. Antrenmanlarda yavaştan hızlıya, teknik beceri gerektiren hareketlerde basitten karmaşığa doğru yöntem izlendi ve katılımcının durumunda değişiklik görüldüğünde programda değişiklik yapıldı.
Tüm bu 20 haftalık yoğun kürek eksersizleri sonucu çalışmamız sonuçlandı. Sonuçları aldığımızda ne gördük dersiniz? Beklediğimizin de çok ötesinde başarılı sonuçlar! Kürek sporu erkeklik(ereksiyon) ile ilgili problemlere ve idrar problemlerine çok iyi geliyordu ve sonucunda hastaların yaşam kalitelerinin yükseliyor ve hastalığa bağlı yan etkilerin azalıyor, aerobik kapasite, kuvvet özelliklerinin geliştiği görülüyordu. Bu bulgular sadece hastalarımda değil kontrol grubu olan normal ve sağlıklı 50 yaş üstü erkeklerin hepsinde aynıydı. Ne dersiniz küreğe başlamanın tam zamanı değil mi?
Bizim çalışmamız Türkiye’de ilk olmakla beraber Dünyada yapılan 2 diğer çalışma da benzer olumlu sonuçları teyit etmekte.
Benim gözlemim kürek sporu 50 yaş üstü bu erkeklerde bir olumlu etki daha yarattı. Programı tamamlayan hastalarda bireysel egzersiz yapmak kadar bir topluluğun parçası olma fikri de oldukça yapıcı oldu. Her hafta gördükleri diğer hastalarla samimiyet geliştirerek programı tamamladılar. Kürek benzeri egzersiz yapmak hastalığın getirdiği belli psikolojik ve sosyal olumsuzluklarla mücadelede etkili olabilir.
Uyku ve kanser
Daha önceki bölümlerde bahsetmiştim. Aziz Sancar hocamıza Nobel kimya ödülü getiren çalışmaları DNA onarım mekanizmaları üstüne yapılmış çalışmalar olduğunu ve bunun idrar ile ilgili ilişkisini bu kitabın önceki bölümlerinde anlatmıştım. Bunun yanı sıra DNA onarımının sirkadian ritm ile yani uyku ritmimizle olan ilgisini de ortaya koymuş ve özellikle derin(REM) uykusunun önemine vurgu yapmış ve bunun kanser gelişimindeki önemine vurgu yapmıştım. Bir başka deyişle gece deliksiz bir uyku veya en azından 3-4 saatlik uzun uykular olmazsa DNA onarımı olumsuz etkilenir ve kanser dahil bir çok hastalığa sebep olabilir. İşte tam bu sebepten, kanseri önlemek için dikkat etmemiz gereken HUY prensibinin 2. parçası olan uyku kalitesini çok önemserim. Günde en az 7 saat uyumak ve çok fazla uyanmadan derin REM uykusunu layığı ile yaşamak lazım. Zira bizi kanserden koruyan DNA onarımı buna bağlı!
HUY’unuzu değiştirmeye başladınız ise hayatınızda hareketi artırmışısınız yani artık her gün düzenli yürüyüş ve spor yapıyorsunuz demektir. Bununla beraber uyku problemlerinizi hallettiniz ve artık günde 7 saat ve kaliteli(Kesintisiz Derin uyku REM) uyuyorsunuz demektir. Artık sıra günlük yaşam şeklinizdeki problemleri düzeltmeye geldi. Nedir bunlar? Yeme alışkanlıklarınızdaki problemleri düzeltmek ve fazla kilolardan kurtulmak, her gün düzenli olarak yaptığınız zararlı alışkanlıklardan(sigara, alkol, duruş bozukluğu vb.) kurtulmak ile yaşam şeklimizde olumlu bir değişim yaratabiliriz.
Fazla kilo kanser riskini artırır mı? Peki fazla kilom olduğunu nasıl anlarım?
Fazla kilolar genelde ailemizden bize miras bir genetik yatkınlık olmakla beraber yeme bozukluğunun sonucu olarak ortaya çıkar ve yeme alışkanlıklarının değiştirilmesi ile düzeltilebilir. Fazla kilo, agresif (yayılma olasılığı daha yüksek) veya ilerlemiş (prostatın dışına yayılan kanser) prostat kanseri teşhisi konma riskini artırabilir. Sağlıklı bir beslenmeye düzenli egzersiz eklemek sağlık için önemlidir ve ilerlemiş veya agresif prostat kanseri teşhisi konma riskinizi azaltmaya yardımcı olabilir. Sağlıklı bir kilo olup olmadığınızı kontrol etmenin hızlı bir yolu, belinizi ölçmektir. Nasıl mı? Kalçalarınızın üst kısmı ile kaburgalarınızın alt kısmı arasına gelecek şekilde vücudunuzun etrafına bir mezura sarın. Bir erkek için bel ölçünüz 94 cm veya daha fazlaysa, sizi fazla kilolu sayarız ve hemen tedbir almak isteriz. Bu, muhtemelen agresif veya ilerlemiş prostat kanseri dahil olmak üzere daha yüksek sağlık sorunları riskiniz olduğu anlamına gelir. Sağlıklı bir kilo aynı zamanda genel sağlığınızı iyileştirebilir ve tip-2 diyabet, kalp hastalığı ve diğer bazı kanserler gibi diğer sağlık sorunlarının önlenmesine yardımcı olabilir.