Baba, kardeş veya amcada prostat kanseri olması, prostat kanserine yakalanma riskini artırır!
Babanıza veya amcanıza prostat kanseri teşhisi konduysa, prostat kanseri olan akrabası olmayan bir erkeğe kıyasla prostat kanserine yakalanma olasılığınız 2,5-3 kat daha fazladır. Aynı şey prostat kanseri teşhisi konmuş bir erkek kardeşiniz varsa da geçerlidir. Hem babanıza hem de erkek kardeşinize veya birden fazla erkek kardeşinize prostat kanseri teşhisi konduysa, prostat kanseri olma olasılığınız daha da yüksek olabilir. Ayrıca babanız veya erkek kardeşiniz prostat kanseri teşhisi konduğunda 60 yaşın altındaysa veya prostat kanseri üç veya daha fazla aile üyesini etkilerse risk daha da artar prostat kanserine yakalanma olasılığınız daha yüksek olabilir. Bununla beraber ailesinde prostat kanseri olan herkes kanser olmak zorunda değildir. Ailenizde prostat kanseri varsa rutin prostat kontrollerinizi başlatmak için 50 yaşınızı beklemeyin! 40 yaşında mutlaka bana başvurun! Şikayetiniz olmasa bile rutin kontrol yapmamız lazım, zira prostat kanseri çoğunlukla sinsidir ve şikayet yaratmaz ve sikayet olduğunda ileri evredir ve iş işten geçmiş olabilir.
Ailenin kadınları ve prostat kanseri riski!
Annenizde veya kız kardeşinizde meme veya rahim kanseri varsa prostat kanseri riski artar! Ailenin kadınları böyle bir hastalık ile karşılaşırsanız ailenin erkeklerini lütfen prostat kanseri için kontrole getirin!
Bu durumu şöyle açıklayabilirim. Genetik olarak, bazı aileler kalp hastalığına, bazı aileler romatizma hastalığına yatkınken bazı aileler de kansere yatkın olabilir. Burada izlenecek en doğru yol bir genetik aile haritası çıkarmak ve ailenin bireylerini riskler açısından uyarmak olacaktır. Ben kendi adıma günlük pratiğimde hastalarıma bu yöntemi rutin olarak önermekteyim. Günümüzde henüz genetik tedaviler rutin uygulamaya girmedi ve deneysel olarak kabul edilmekte. Yakın bir gelecekte genetik tedaviler kanımca rutin tedaviler arasında sayılabilecek. O zamana kadar bizim elimizden gelen ailemizdeki artan hastalık riski neyse kadın ve erkekleri farklı farklı etkileyeceğini bilip rutin kontroller ile erken teşhis ve tedavi yaptırmak. Tabii bu görev her zaman olduğu gibi kadınlara düşmekte zira erkekler rutin kontrollere gelmek konusunda daima çekingen.