BÖBREK KİST VE KİTLELERİNDE NE ZAMAN, HANGİ MÜDAHALELER YAPILMALI?
Panik yapmayın, takip yaptırın!
Görüntüleme yöntemlerindeki yeni ileri teknolojiler sayesinde vücutta daha önce görüntülenemeyen, çok küçük boyutlardaki kist ya da kitleler bile tespit edilebiliyor. Vücutta çoğunlukla yaşa bağlı olarak gelişen kistik yapılar böbreklerde de sık görülüyor. Basit bir ultrason ile dahi tanı konabilen böbrek kistleri ve nadir görülmesine rağmen erken tanının büyük önem taşıdığı tümöral böbrek kitlelerinde panik yapmak yerine, izlenecek tıbbi yöntemler ve yeni tedavi yaklaşımları hakkında bilgi sahibi olmak önem taşıyor.
Böbreklerdeki kistler ve küçük kitleler genellikle belirti vermediği için, sıklıkla başka bir tanı amaçlı görüntüleme yöntemi (ultrasonografi, MR, tomografi) kullanılması esnasında ortaya çıkıyor. Büyüklüklerine göre 1 ile 4 derece arasındaki numaralarla değerlendirilen kistler; ‘içi sıvı dolu baloncuk’ olarak tarif ediliyor. 50 yaş üzerindeki her 2 kişiden 1’inde görülen kistlere, sigarayla ilintili olarak erkeklerde daha sık rastlanıyor. Kistlerde genetik yatkınlığın da etkisi olduğu düşünülüyor.
“Böbrek kistleri veya kitleleri genelde şikayet yaratmıyor. Şikayet yaratacak aşamaya gelene dek genellikle daha büyümüş oluyorlar. Bu oluşumların görüntülenmesi %80 civarında başka bir şikayet ile yapılan ultrasonografi vb. görüntüleme yöntemleri sırasında, tesadüfen ortaya çıkıyor ve hasta panik ile geliyor. % 20 civarında hastada ise taş döküyormuş gibi bir ağrı, idrarda kanama, ateş gibi belirtiler olabiliyor. Böbreğin kendi iç hücrelerinden, yaşla birlikte gelişen normal bir durum olan kistlerde genellikle hiçbir işleme gerek yok. Bu sebeple panik yapmak gereksiz. Ancak 4. dereceye ilerledikçe kanserleşme riski taşıdığından bu kistlerin takibi gerekiyor.”
Böbrek kitleleri ihmale gelmez
Böbrek kistleri genellikle yaşam boyunca bir sorun yaratmazken, böbreklerde görülen diğer bir farklı yapı olan kitlelerin ise ihmal edilmemesi gerekiyor.
“Eğer hastada 4. derece kist ya da tümör riski olan bir kitle var ise, daha ileri tetkik yöntemlerinin yapılması ve tedavisine karar verilmesi gerekiyor. Cerrahi kararı verildiğinde bu tür operasyonlar artık laparoskopik ya da robotik olarak yapılabiliyor. Çok küçük kitlelerde (3 cm altı) ise tümör şüphesi varsa dahi, bazı durumlarda alınmayıp izlem yoluna gidilebiliyor. 3 santimden küçük böbrek kitleleriyle ilgili olarak son yılların diğer bir tedavi alternatifi de, enerji kaynakları kullanılarak tümörlü hücrelerin yok edilmesi. Mikrodalga, Radyofrekans, Kriyoablasyon yöntemleri ile çeşitli ısı kaynakları kullanılarak tümörlü kitle yok ediliyor. Özellikle karaciğer tümörlerinde son yıllarda uygulanan tedavi, böbrek fonksiyonlarına zarar vermeden böbrek kitleleri için de yapılabiliyor. Bu tedavi özellikle yaşlı, akciğer ya da kalp vb. sorunlar nedeni ile ameliyatı kaldıramayacak olan hastalara uygulanıyor. Daha genç yaşta, ameliyat olmak istemeyen kişilerde de denenebiliyor. Kitlenin ölçümü, boyutu, içeriği ve hastanın genel durumu birleştirilip hangisinin uygulanacağı yönünde hastaya bilgi veriliyor. Bu açıdan böyle bir tedavi alternatifinin olduğunun bilinmesi de önemli.”
Böbrek tümörleri yayılırsa agresifleşiyor
“Böbrek tümörlerinin agresif yapısı olabiliyor. Metastaz yaparsa daha agresifleşebiliyor. En sık lenf bezi, akciğer ve kemiklere metastaz yapıyor. Oysa böbrek içinde tanı konup alındığında, nerede ise ömür boyunca sorun olmaktan çıkıyor. Böbreğin dışına çıktıktan sonra agresif yapısı var ancak böbreğin içinde tedavisi bir o kadar kolay diyebiliriz. Bu yüzden böbrek içinde yakalanması çok önemli.”