SAĞLIKLI YAŞAM

OBEZİTE: BİR ÜROLOJİK HASTALIKTIR! TESTOSTERON DÜŞMANI KİLOLAR!

Obezite ürolojik bir hastalıktır! Şaşırdınız değil mi? Hiç şaşırmayın! Nedeni ise cçok basit. Erkeklik hormonu olan testosterona en çok zarar veren şey ve en büyük düşmanı fazla kilolar!

Obezite ile ilgilenen doktor arkadaşlarım ile zaman zaman sohbetlerimiz olur. Kilo vermenin en sağlıklı yolları nedir, yeni gelişmeler nelerdir, özellikle son yıllarda diyet teknikleri ve cerrahi yöntemlerdeki gelişmeler hakkında sıklıkla bilgi alırım. Zira obezite gitgide artan bir toplumsal sağlık problemi ve obezite sıklığının artışı ile beraber ürolojik problemler ve özellikle cinsel problemler ve ereksiyon kaybı ciddi oranda artıyor.

Bunun nedeni ise kilo artışı ve sonucunda oluşan obezite sonucu kandaki testosteron düzeyinin azalması. Yüksek vücut kitle indeksi (VKİ) değerleri olan kişilerde yani obez olan erkeklerde yapılan çalışmalarda hormon(testosteron) düzeyleri obez olmayanlara göre düşük olarak ölçülmüş. Hatta obez olup testosterone tedavisi almak zorunda olan hastalarda dışarıdan ilaç olarak verdiğimiz testosteron çabuk tüketilip atılmakta ve çok da kalıcı olamamakta ve ereksiyon problemi açısından fayda etmemekte.

Eğer bu kilolu kişiler diyet ya da ameliyat (gastrik bypass cerrahisi) ile kilo verirler ise testosteron seviyelerinde artış̧ gözleniyor Geniş hasta serilerini kapsayan bir çalışma göstermiştir ki testosteron düzeyi 239–620 ng/dl arasında değişen obez hasta grubunda diyet ve zayıflama ameliyatı ile testosteron düzeyinde sırasıyla ortalama 121 ve 252 ng/dl seviyesinde artış̧ sağlanmış̧.

Bütün bu çalışmaların sonuçlarını diyetisyen ve obezite ile ilgilenen doktor arkadaşlarımın da bilmesi önemli. Zira obezite tedavisi alan her kişi olası ürolojik problemlerinin çözümü ve sağlıklı bir cinsel hayat için mutlaka bize uğramalı!

 

ANDROPOZ ERKEK MENAPOZU MUDUR?

Erkek andropozu ile kadınlardaki menapoz benzer şikayetler yaratabilir ama gerçekte çok farklıdır. Kadınlarda menapozu, yumurtalıklardaki yumurta rezervinin tükenmesi ile ortaya çıkan hormonal değişikliklerin oluşturduğu değişikliklerden oluşur. Erkeklerde sperm bitmez ve sınırsızdır. 80 yaşındaki büyük bir erkekte bile yeterince sperm vardır ve çocuk sahibi olabilir. Peki erkek andropozu neden olur? Erkek andropozu spermin bitmesi nedeni ile değil testosteronu hormonunun azalması sonrası gelişen durumları ile oluşur. 45 yaşını geçen her erkekte zamanla erkeklik hormonu testosteron azalır ve bu durum andropoz olarak bilinir. 70 yaşında bir erkekte hormon seviyeleri çok ciddi azalmıştır ve 30 yaşındaki bir erkeğin neredeyse yarı seviyelerine inmiştir.

Andropozdan kaçış yok!

40 yaşından sonraki erkeklerde düşük testosteron oranı ortalama %4 oranında görülür. 30 yaşından sonra istisnasız tüm erkeklerde erkeklik hormonu testosteron her yıl %1 oranında azalır. Yani hormonlarının düşüşünden kaçış yok ve tüm erkekler, hepimiz bu durumdan etkileniyoruz ve etkileneceğiz.
Kan hormon seviyelerini kontrol ettiren bazı hastalarım yine de cinsel isteksizlik ve benzeri problem yaşamaya devam ederler. Bu hastalarda kan testosteronu normla olmasına rağmen özellikle 70 yaşından sonra testosteronun aktif kısmının kandaki seviyelerindeki azalma olmasıdır. Baltimore çalışmasında, 70-80 yaş aralığındaki erkeklerin %30’unda orta ciddi eksiklik, %50’sinde ise hafif düzeyde testosteron düşüklüğü saptanmış.

Tüm bunların özeti şu: Yaşla beraber testoteron seviyeleriniz ve özellikle serbest testosteron seviyeniz azalacaktır. Bu azalma her zaman cinsel fonksiyonları tamamen durdurmaz. Bununla beraber cinsel istek ve fonksiyonlarda azalma olacaktır. Bunu kontrol altında tutmak için yılda bir kez kanda testosteron seviyesi baktırmayı ve gerekirse tıbbi yardım almayı özellikle 40 yaş sonrası tüm erkekler için cinsel fonksiyonları makul düzeyde tutmak açısından önermekteyim!

Andropozda en çok karşılaşılan belirtiler,
· unutkanlık, hafıza kaybı, konsantrasyon güçlüğü,
· uykusuzluk, çökkünlük,
· kişilik değişiklikleri, bitkinlik, öfke,uyku bozuklukları,
· testislerde küçülme ve kısırlık
· gece ve sabah ereksiyonlarının azalması ve kısalması,
· libido ve cinsel arzu azalması,
· sıcak basması,
· metabolik sendrom, insülin direnci ve tip 2 diyabet
· kıllanmada azalma
· kas gücünde ve kitlesinde kayıp,
· kemik yoğunluğunun azalması, osteoporoz ve
· vücut yağında(özellikle göbek bölgesinde) artış

GÜNDE 10 BİN ADIM YÜRÜYÜN SAĞLIKLI BİR VÜCUDUNUZ VE SAĞLIKLI BİR CİNSEL HAYATINIZ OLSUN!

Ben 10 yaşımdan beri düzenli spor yapan biriyim. 10 yaşımdan 20 yaşına kadar kulüp ve okul takımlarında basketbol oynadım. Sonrasında da kendi çapımda düzenli olarak(haftada 2-3 kez toplam 4-6 saat) basketbol oynamaya devam ettim. 2017 yılında sakatlanana kadar da düzenli olarak spor yaptım diyebilirim. 2017 sonrası bacağımdaki liflerde oluşan hasar nedeni ile basketbol hayatım sona erdi ve 7-8 ay içinde 10 kilo kadar fazlam oluştu. Beklenen bir gelişme olarak bende de insülin direnci geliştiğini kan tahlillerimde tespit ettim. Bu dönemde fark ettim ki kas gücüm azaldı, hareket isteğim azaldı, uyku kalitem bozuldu.

Enerjimin azaldığını hissettim ve buna bağlı libido da azalma tespit ettim. Hem kilo vermek hem de enerjimi yükseltmek için bilimsel çalışmaların da bana söylediği gibi her gün düzenli yürümeye başlama kararı aldım. Basketbol oynamam çok riskli olduğu için başka çarem de yoktu aslında. Günde en az 10bin adım atmam gerektiğini biliyordum! Sporcu kişiliğimle zaman içinde ortalamam çok daha yüksek rakamlara çıktı. Bir kaç ay düzenli yürüyüş sonrası sonuçlar harika idi! Hem kilo verdim ve sağlığıma kavuştum hem de enerjim her anlamda en yüksek seviyeye çıktı! Kan tahlilleri ile metabolizmamdaki bu olumlu değişimi takip etmekteydim.

Düzenli spor yap testosteronun artsın

Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki obez ve hareket etmeyen erkeklerde yürüyüş ve orta yoğunlukta egzersiz programı ile testosteron düzeylerinde düzelme sağlanıyor. Obez ve testosteronu düşük olan erkeklerde, ki bu grup en sık gördüğüm hasta grubumdur, haftada 2-3 saat egzersiz ile testosteron düzeylerinde orta dereceli bir artış̧ olduğu gözlenmiş. (22.8 ng/dl-59.4 ng/dl) Daha ağır olan direnç egzersizleri ile de benzer şekilde testosteron düzeylerinde daha yüksek oranda artış̧ oluştuğu belirtilmiştir. Bu ve benzer çalışmalar düzenli egzersizin seviyesine göre hormonların da olumlu bir artış gösterdiğini saptamışlar.

 Bana ereksiyon problemi ile gelen hastalarımda veya ereksiyon kalitesini nasıl artıracağını soran kişilerde ilk basamakta düzenli yürüyüş ve egzersiz, düzenli ve kaliteli beslenme ve kilo verme olmazsa olmazdır.

Aslında bilimsel çalışmalar gösteriyor ki düzenli yürüyüş hem bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor, hem kanserden koruyor, hem kalp damar sistemini güçlendiriyor ve kalp krizinden koruyor hem de penisi koruyor. Bunun nedeni aslında çok açık. Yürüdükçe kalbiniz daha çok çalışıp kan dolaşımını hızlandırıyor ve tüm organlara daha etkili kan pompalıyor ve damarlarınız da bu şekilde daha çok çalışıp sağlıklı oluyor. Ayrıca yürüdükçe bağırsaklarımız da çalışır. Biz ameliyatlarımız sonrası gaz çıkaramayan hastaları yürütürüz ki bağırsaklar çalışsın. Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, biz yürüdükçe barsak sistemimiz çalışıp mikrobiata yani faydalı bakterilerin size koruyucu özelliği artıyor. Tabii yürüdükçe kilo da verdiğiniz için kolesterol yüksekliği, insülin direnci ve şeker problemi ve hipertansiyon azalıyor ve penis için gerekli kan akımı artıyor ve ereksiyon problemi ortadan kalkıyor. Her şey bu kadar basit aslında!

 

BABA OLMA ŞANSINI ARTIRAN BESİNLER

Çikolatadan keçiboynuzuna, Sarımsaktan çileğe…
Baba olmak hiç kuşkusuz hemen her erkeğin isteği. Bunun için de sağlıklı ve kaliteli sperm olmazsa olmaz şart. Bazen bu bile yetmez zira çocuk yapmak kadın ve erkeğin yumurtalarının uygun bir şekilde birleşmesi ve embryo oluşturması ile olmakta. Ancak günümüzde değişen çevre şartları, beslenme alışkanlıkları, hayat tarzı ve sosyal koşullar nedeniyle sperm kalitesinde bozukluklar yaşanabiliyor.

Kısırlık, üreme çağındaki 6 çiftten birinde görülen önemli bir sorun. Sperm kalitesindeki problemler ise bunların %25inden sorumlu olduğunu vurgulamak isterim!
Çalışmalar gösteriyor ki eksersiz, stresten arınma-meditasyon ve Akdeniz tip diyet gibi sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmak komple bir sağlıklı yaşam alışkanlığı sperm kalitesini artırmakta.
Spermin hem kalitesini hem de sayısını artırmak için öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenmek gerek! “Omega-3; vitamin E, vitamin C, karoten, selenyum, çinko ve likopen gibi antioksidan maddeler; vitamin D and folik asit gibi vitaminler ve doymamış ve trans yağ asitleri içeren gıdaların olumlu etkileri bilinmekte. Bu maddeleri içeren balık ve deniz mahsülleri, çeşitli sebze ve meyveler ve tahıllar, az yağlı süt ve kümes hayvanı ürünlerinin sperm parametrelerini artırdığı gözlenmiş. Sperm kalite ve sayısını azalttığı düşünülen gıdalar ise işlenmiş et ve gıdalar, soya, patates, yağlı süt ürünleri, yağlı peynir, kahve, alkol, hazır gıdalar ve içecekler olarak sıralanabilir.

Yüksek miktarda alkol veya kahve tüketen, kırmızı eti çok yiyen erkeklerin eşlerinde hamilelik oranları da düşük olabilmekte. Yapılan çalışmalara göre; sağlıklı ve dengeli beslenerek sperm kalitesini artırmak ve belki de hamile kalma şansını yükseltmek mümkün olabiliyor.

Balık
Omega 3’ün sperm kalitesini arttırmada ve gebelik üstündeki olumlu etkileri son yıllardaki bilimsel çalışmalar ile ispatlandı. Somon, sardalya ve hamsi gibi yüksek omega 3 içeren balıkları sofranızda haftada 2 kez mutlaka bulundurmanızı öneririm!

Deniz mahsülleri
Deniz mahsülleri(midye, istridye vb) yüksek oranda çinko içerir. Pandemi döneminde bağışıklık sistemimizi güçlendirdiğini duyduğumuz Çinko sperm üretimini ve testosteron düzeyini artırmaya da sebep olur. Deniz mahsülleri(midye, istridye vb) aynı zamanda D, C, B12 vitamini ve demir, bakır ve selenyum gibi sperm parametrelerini olumlu etkileyen bir çok madde açısından da zengin. Bu tür gıdaları sofranızda daha sık bulundurmanızı öneririm.

Domates
Mevsiminde ve doğal olarak tüketilen domatesin sperm sayı ve kalitesini %70 kadar artırdığı bilinmekte. Bunu sağlayan içeriği ise aynı zamanda prostat kanserine karşı koruyucu etkisi de bilinen likopen adlı madde. Mevsiminde tüketilen domates gerçekten çok faydalı olacaktır. Özellike salça ve pişmiş domates bu bakımdan çok daha faydalı!

Yumurta
Günde 1 ya da 2 yumurtanın sperm kalitesine olumlu katkıları bilinmekte. Kolin, inositol, A ve E vitamini bakımından zengin olan yumurta amino asit, yani protein değeri açısından da en iyi besinlerden biri. Ayrıca Yumurtalarınızı kaynatarak tüketmek, amino asitler gibi besin maddelerin daha kolay emilmesine yardımcı olur.

Çikolata
Çoğumuz çikolataya bayılıyoruz değil mi? Özellikle bitter çikolatanın meni(ejakülat) hacmini artırdığı ve sperm kalitesine ve sayısına olumlu etkileri kanıtlanmış. Bu etkilerinin sebebi içeriğindeki yüksek orandaki kakao ve faydalı mineraller.(bakır, selenyum, çinko, potasyum vb) Makul miktarda çikolata hem moralinizi ve hem de sperm kalitenizi yükseltir!

Kuruyemişler
Fındık, badem ve ceviz gibi yüksek omega 3 içeren kuruyemişlerin makul miktarda tüketilmesi sperm kalitesini artırır. Burada dikkat etmemiz gereken fazla tüketilen kuruyemişin yüksek oranda yağ ve tuz içerdiği için zararlı olabileceğini unutmamak.

Keçiboynuzu
Erkek kısırlığında en yaygın kullanılan bitkisel kaynaklardan biridir. Çinko vb. mineral zengini keçiboynuzu antioksidan özelliğinin yanı sıra sperm ile yumurta etkileşimini sağlayan enzimlerin aktivitesini artıran vitaminleri içermekte. Keçiboynuzu benim de hastalarıma mutlak suretle önerdiğim gıdalardan. Tavisye edilir!

Meyveler
Çilek, Yaban mersini ve böğürtlen gibi meyveler sperm kalite ve hareketini artıran C vitamininden zengin meyveler. C vitamini aynı zamanda, sperm üretmek için gerekli olan amino asitlerin yapı taşı olarak bilinir. Bu tür meyveleri alışveriş listenize mutlaka ekleyiniz.
Ayrıca narenciye,brokoli, havuç ve muzu da unutmayın!

Kırmızı et
Sperm parametreleri açısından tartışmalı bir konu. Kırmızı ette çokça olan L-karnitin, sperm kalitesi açısından önemlidir. Bununla beraber makul miktarda faydalı olan kırmızı et miktar arttıkça zararlı etkiler de gösterebilmektedir. Bizim gibi kırmızı eti çok tüketen toplumlarda da dikkatle önerilmesi gereken gıdalardan. Ben kendi hastalarıma haftada 2-3 makul miktarda tüketmelerini önermekteyim.

Sarımsak
Akdeniz tipi Doğal beslenmenin parçası olan sarımsak, aynı zamanda alisin ve selenyum içeriği ile sperm hareketini artırmada faydalı olur! Diğer mucizevi etkilerini de düşünürsek mutlaka haftada 2-3 kez kullanmak gerekir! Partnerler ağız kokusu açısından çekinmek yerine beraber aynı zamanlarda tüksetirlerse problem olmayacaktır!

Süt ve süt ürünleri
Az yağlı süt ve ürünlerinin sperm kalitesini artırdığı, yağlı süt ve süt ürünlerinin ise ters etki yaptığı bilimsel çalışmalar ile ispatlanmıştır!

Su
Sağlıklı yaşamın olmazsa olmazı su aynı zamanda sperm miktarını artırmaktadır. Aman dikkat! Fizik ölçülerinize göre ortalama 1,5-2lt/günlük su tüketimi çok önemli. Kişinin sıvı ihtiyacını hesaplamanın pratik yolu kilosunu 30 ile çarpmak ile olur. Örneğin 70 kg senin 30*70=2100 cc günlük ortalama sıvı ihtiyacınızı gösterir!

Sperm, sigara ve alkol
Sigara ve alkolden de kesinlikle uzak durun. Hastalarıma hep söylediğim gibi; çocuk hayatta yaptığımız en önemli projelerden biri belki de birincisi Hayatta çalışıp didiniyoruz. Ne için? Ev veya araba almak için birikim yapıyoruz. Ne için? Hemen her şey çocuklar için. Konu çocuk yapmaya gelince hayatımızda bir çok konu için gösterdiğimiz özenin yarısını bile göstermiyoruz. Baba adayları şöyle düşünmeli: Sperm çocuklarımızın temel yapı taşı. Neden kalitesini sigara ve yüksek alkol veya kötü beslenme ile bozalım…

-Günde 1,5-2 lt su içmek sperm miktarı artırmak için hayati öneme sahip.
-Düzenli eksersiz ve Günde 10000 bin adım yürüyüş yapmak sperm sayı ve kalitesini artırmada ve hormonları düzenlemede çok önemli.
-Akdeniz tipi diyet gibi sağlıklı beslenme tipleri sperm kalitesini artırabilir ve dolayısı ile hamilelik ihtimalini yükseltebilir.


ERKEK DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ

Doğum kontrolü ne demektir?

Doğum kontrolü kadınların gebe kalmasını önleyen, gebelik olasılığını azaltan ya da
istedikleri zaman çocuk sahibi olmalarına imkân veren çeşitli yöntemlerin tümüne birden verilen addır. Bu yöntemlerden aile planlaması amacıyla hem kadın hem de erkek faydalanabilir. Gebelik ilk insanlardan beri var olduğuna göre doğum kontrol yöntemleri de teorik olarak ilk insanlara kadar dayanmaktadır diyebiliriz. Elimizde belge olmamasına rağmen eski çağlarda geri çekme, emzirme ve sonralarda takvim yönteminin kullanıldığını düşünmek mantıksız olmayacaktır. İlk çağlarda çobanlar hayvanlarının bazı bitkilerle beslendiğinde doğurganlıklarını kaybettiklerini fark etmişler ve bu bitkilerin ve daha sonra bunlardan hazırlanan karışımların doğum kontrolünde kullanılmaya başlandığı söylenmektedir. Bu ve benzeri tarihi doğum kontrol yöntemlerinin günümüzde kullanılan kimyasal-ilaçlar ile olan doğum kontrol yöntemlerinin temeli olduklarını söylemek yanlış olmaz.

Erkek doğum kontrol hapı kullanabilir mi?

Güncel erkek doğum kontrol yöntemlerini prezervatif, geri çekme, vazektomi (tüp bağlatma) olarak sayabilirim. Kadınlarda ABD’nde onaylı 15 yöntemin yanı sıra erkeklerde sadece prezervatif ve bir cerrahi yöntem olan erkek tüp bağlama yöntemi, vazektomi resmi onaylı yöntemlerdir. Bu iki yönteme son yıllarda kimyasal-ilaçlar ile yapılan hormonal tedavi yöntemler ve bunların sonucu erkek doğum kontrol hapları eklenmek istenmekte.

Erkeklerde kullanılan yöntemlerin benzerleri kadınlarda da bulunur. Bu doğum kontrol yöntemleri arasında vazektomi benzeri tüp bağlatma ve prezervatif benzeri olan kadın tipi bariyer kullanma bulunur. Bununla beraber kadınlar sıklıkla takvim yöntemi, doğum kontrol hapları ve rahim içi araç gibi yöntemler kullanmayı tercih etmekte. Maalesef, doğum kontrol hapları, hormonal dengesizliklere, kilo artışı gibi yan etkileri sebep oldukları için bazı kadınların tercihi olmaz. Yalnızca bu yan etkiler sebebiyle bile birçok kadın erkeklerin kullanacağı doğum kontrol haplarının piyasaya çıkmasını dört gözle beklemektedir.

Ama kadınlara kötü haberlerim var! Maalesef erkek doğum kontrol hapları günümüzde henüz istenilen başarı yakalayamadı! Önümüzdeki 5-10 sene içinde erkek doğum kontrol hapları ile ilgili kadınların merakla beklediği güzel haberleri alacağımızı düşünüyorum.

Erkek doğum kontrol hapları: Önümüzdeki 5-10 yılın devrimi olacak! Erkeklerin en sık kullandığı yöntem olan geri çekme yöntemi tek başına kullanıldığında başarısızlık oranı yaklaşık % 20 gibi yüksek bir değerdir. Yani 5 ilişkiden birinde gebe kalma riski olacaktır ki bu tahmin edersiniz ki ideal doğum kontrol yöntemi olarak kabul edilemez. İdeal kullanımda yüzde 98 başarı bildirilen prezervatiflerin kullanım problemleri ve hataları nedeni ile pratikte prezervatiflerin gebeliği önlemede başarı oranı % 80 seviyelerine düşmekte. Vazektomi % 1’den daha az başarısızlık oranıyla en güvenilir erkek doğum kontrol yöntemi olarak görülmekte. Fakat geri döndürmemiz zordur ve bu nedenle gelecekte çocuk sahibi olmak isteyebilecek insanlar için uygun bir seçenek değildir. Alternatif erkek doğum kontrol yöntemlerinin ciddi problemleri nedeni ile erkeklerde önümüzdeki yıllarda bir doğum kontrol hapının çıkmasını ve kullanımını çok yüksek ihtimal olarak görmekteyim.